Sayfalar

15 Mayıs 2011 Pazar

KUMRU

KUMRU



Hu dedi huuuu.Duyuramadı sesini.Tekrar hu dedi huuuuu...

Kafasını göğe doğru kaldırdı.Masmaviydi gök yüzü.Güneşin ışıkları rengarenk çiçeklerin üstünü aydınlatıyordu.Onlara doğru baktı.Büyük zanaatkar her yeri en güzel renkelere boyamışken.Bu karanlık kovukta oturan da kimdi.Yanına biraz daha yaklaştı.

Hu dedi huuuuu......

sesini duyuramayınca eliyle dürttü.Yavaş hareketlerle başını dervişe doğru çevirdi.Gözleriyle kendisini rahatsız edene uzun uzun baktı.Derviş kendisine bakan bakışlardan kaçmak için eline çantasına götürdü.Ekmeğinden bir parça kopartıp ona doğru uzattı.Kendisine doğru bakan baş gene kovuğun içine doğru çevrildi ve bir nokta da sabitlendi..

Derviş seslendi;Ey fani halin hal değildir,bir parça yede canına can gelsin.

Gözler dervişe çevrildi.kuruyup çatlamış dudaklardan usulca kelimeler döküldü.

-Can neylesin ekmeği,cana can katacak can olmayınca.

Derviş gene seslendi;Canı o kovukta mı ararsın.Çık dışarı bir bak hele.....

Ey deviş can kovukta değildir.Can yüreğimdedir.Girdim onunla kovuğa ben susarım o beni dinler.O susar ben onu dinlerim.

Derviş gene sordu;can'a sen mi varamadın.Yoksa cananı sana mı vermediler.

-bilemedim derviş bilemedim.Doğru yoldan yürüyüp yarin gönlüne varmayı.Ben yarin peşinden koşar iken melamet hırkasını giyer olmuşam.

Derviş;Giydin ise melamet hırkasını bu kovukta ne işin var Yürüyüp varsaydın ya yaradana.

-Ben bilmem derviş bilmem yaradana nasıl varılır.Ha yanar bu yürek ha yanar cehennem ateşi gibi.

Derviş;Öyle ise çık kovuktan da bu ab-ı hayat suyundan iç.

-Ey derviş beni yolumdan alıkoyma ben acından memnunum.

Derviş;Sen acını çektin.Can'a kavuşmak istermisin a can...

-Sen ne dersin bre derviş can'a kavuşmak mı?

Derviş;Razıysan can'a varınca can'ı vermeye iç bu ab-ı hayat suyundan bir yudum.

-Elinden su kabını kaparcasına aldı.Umud dolu gözlerle dervişe baktı ve kafasına dikti.

Derviş; O suyu içerken; kumru olup uç,yarin penceresine kon dedi.

Ab-ı hayat suyu yere düştü.Bir kanat sesi pır diye uçuverdi.

Kız penceredeki tıkırtılara kulak verdi.Perdenin arkasından gagasıyla camı tıklayan kuşa baktı.Gülümsedi.Gitti bir parça ekmek getirip pencerenin önüne koydu.Kuş ekmeği yemiyordu.Buğulu gözlerle kendisine bakıyordu.Gu. gu. Gu .gu gu dedi;kuşu korkutmadan yakalamak için elini yavaşça kuşa yaklaştırdı.Yakalayıp içeri aldı.Kumrum kumrum sen ne ararsın buralarda dedi.

-Kumru;Gu gu gu gu gu dedi.

Kız tüm şefkatiyle kumrunun başını öptü.

Kumru bu ana dayanamamıştı önce başı öne düştü sonra gagasında bir damla kan kızın ellerine düştü



Kaleme alan:İrfan Güçcük